Takıntılı mısınız?
Takıntı, saplantı veya tıbbi terimi ile obsesyon, kişinin düşüncelerini, duygularını veya arzularını yoğunlaştırdığı ve istese de kurtulamadığı durumlardır. Takıntılı olarak adlandırılmanın olumsuz bir çağrışım taşıdığı bir dünyada yaşıyoruz. İzmir psikiyatri kliniğinden Psikiyatrist ve Psikoterapist Doç. Dr. Ozan Pazvantoğlu’na sorduk ve sizin için özetledik.
Takıntı bir hastalık mıdır? Yaşam Kalitesini Etkiler mi? Tedavi gerektirir mi?
Takıntı, tekrar tekrar sahip olduğunuz düşünceler, fikirler ve dürtülerdir. Onlar, normal düşüncelerinize girerler ve endişe ya da korkuya neden olurlar. Düşünceler cinsellik veya şiddet içeriyor olabilir ya da hastalık veya enfeksiyon konusunda sizi endişelendirir. Nadiren oldukları ve kişinin yaşamını etkilemedikleri takdirde pek önemli değildirler, ancak bireyin zihnini uzun süreli meşgul ederlerse ruhsal yaşamı olumsuz etkileyebilirler. Kişinin yaşam kalitesini etkilemeye başlarlar ve bu durumda tedavi edilmeleri gerekir.
Obsesif kompulsif bozukluğun İzmir psikiyatri tedavisinde ilaçlar (antidepresanlar, bazı antipsikotik ilaçlar) ve psikoterapi kullanılır. Bunlar bir arada kullanıldığında tedavinin başarı oranı ve kalıcılığı artacaktır. En sık kullanılan psikoterapi yöntemi bilişsel-davranışçı terapidir. Psikiyatrist ve Psikoterapist Doç. Dr. Ozan Pazvantoğlu’nun pek çok uzmanlık alanından biri; obsesif-kompulsif bozukluk (takıntı-saplantı bozukluğu) ve sıklıkla karşılaştıkları bu durumlarda son derece etkileyici sonuçlar elde ediliyor. www.ozanpazvantoglu.com web sayfalarından detaylı bilgiler edinebilirsiniz.