Yemeğin Cazibesi Soslar
Dünyaca ünlü aşçı olabilmenin son aşamalarından biri saucier yani sos yapıcısı olmak. Bu işi bilenlere göre soslarla uğraşmak işin en zorlu ama en zevkli bölümü. İyi bir sos şefinin bir gece önceden hazırlıklara başlaması gerek, yani kullanılacak bütün sebzelerin ve kemiklerin mükemmele yakın biçimde küçük kareler halinde hazırlanması gerek.
Böylece şef sabah bir de bunlarla uğraşmak için zaman geçirmeyecek. Özellikle kemiklerin küçük ve mümkün olduğunca birbirine benzer olmasının nedeni iyi ve eşit şekilde karamelize olmaları. Sonrasında tencereler ocağa konup işe başlanıyor. Orkestra yönetmek gibi bir şeye benziyor.
Sosları Pek Tanımıyoruz
Ülkemizde sos kültürü pek yok gibi. Bizim sebzelerimiz, etlerimiz, balıklarımız o kadar lezzetli ki sosa gerek kalmıyor demek şeflere göre doğru değil. Sosun ana görevi, yemeğin bütünlüğündeki lezzeti perçinlemek. Sos, herhangi bir şekilde yemeğin gerçek lezzetini örtmemeli. Yemeğin tüm özelliklerine dengeli bir şekilde katkı sağlamalı. Kısacası sos aslında bir denge unsuru.
Yemeğin cazibesi soslar ilk başta biraz karışık bir iş görülse bile korkmaya gerek yok. Tekrar tekrar deneyerek kıvam tutturmayı öğrenmek mümkün. Örneğin bütün salatalara eklenen zeytinyağı, limon suyu ve tuz en basit salata soslarından biri. Bu karışıma biraz balsamik sirke, biraz hardal, biraz bal ve çok az karabiber ekleyip bir dal taze kekik ile kokulandırırsanız vinagret denilen klasik salata sosu elde edebilirsiniz.